top of page
  • Yazarın fotoğrafıözdenbekir karakaş

GÖKBÖRÜ'DEN BOZKURDA

İlk Yayın Tarihi: 26.01.2021

Gökbörü'den Bozkurda, Çakalın kostümü....



Türk efsanelerinde özellikle türeyiş efsanesinde bahsi geçen 100 yılda bir kez görülen tüyleri açık mavi -gök mavisi- olan efsanevi yaratık. Anadolu'muza Türkçülük akımı girdiğinde maalesef yanlış bir adlandırmayla bozkurt olarak geçmiştir. Aslı "GÖKBÖRÜ'dür. Boz kurd bir kurtçuk türüdür. Pek makbul değildir. Peki çakal tür tanımı olarak nedir? Köpekgillerden bir cinsin adıdır.


Uzun uzun Bozkurtlardan, Gökbörüden bahsetmeyeceğim. Türk siyasi hayatına 1960 ihtilali sonucunda girmiş olan, ve kendisine belli bir taraftar taban bulmuş olan siyasi yapı ile ilgili bir yorum-analiz yazısı yazacağım.


1965 yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi adıyla kurulmuş daha sonra 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi adını almış olan ve 9 Işık ilkesi ile hareket eden (1. Milliyetçilik 2. Ülkücülük 3. Ahlâkçılık 4. İlimcilik 5. Toplumculuk 6.Köycülük 7.Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik 8. Gelişmecilik ve Halkçılık 9.Endüstricilik ve Teknikçilik). Alpaslan Türkeş'in Başkanlığında siyaset sahnesine hızlı giriş yapan görüş, uzun yıllar Türkeşçiler olarak da adlandırıldı.


MHP siyasete başladığı tarihten itibaren içine girdiği tüm ortaklıkları ve koalisyonları içten içe kemirerek yok etmektedir. Tüm Türk siyaset tarihine göz atıldığında içinde MHP'nin olduğu yapılar ayakta kalamamıştır. Yine başlangıç dönemine dönersek 1965 yılındaki Suat Hayri Ürgüplü Kabinesinde üç tane Türkeşçi bakan bulunmaktaydı. Ve bu hükümet 6 ay gibi kısa bir sürede dağıldı. 1975'lere kadar oy oranı %2,2 -3,7 arasında gidip gelen MHP o yıl en yüksek oyunu 1977'de % 6,4 ü aldı. 1975'te kurulan 1. MC hükümetinde Türkeş ve bir başka MHP li vekilde bulundu. İki küsur senenin sonunda bu sağ ittifak Türkeş'in ayak oyunları sayesinde dağıldı ve 1977 Haziranında ülkeyi erken seçime götürdü. 21 Temmuz 1977 - 5 Ocak 1978 yılları arasında işbaşında kalan 2. MC hükümeti döneminde de birçok kanlı olay yaşandı.1977'nin ilk aylarında ekonomik yaşam son yılların en büyük çaresizliğini yaşıyordu. Hükümet kaynak bulmakta zorluk çekiyor, Hazine "70 Cent'e muhtaç" duruma düşüyordu. Erken seçim çağrıları yanıt buldu. TBMM Ekim 1977'de yapılması gereken genel seçimin 5 Haziran'da yapılmasını kararlaştırdı. Karar terörün fitilini ateşledi. Örneğin seçim kararının alındığı nisan ayından önceki son üç ayda toplam 59 yurttaş öldürülmüşken, kararın alınmasından sonraki üç ayda ölü sayısı 133'tü. Öldürülenlerden 89'u sol, 17'si sağ görüşlüydü. MC'ler Türkiye'yi hızla ve yeniden tam bir toplumsal kargaşanın içine sürükledi. Seçim dönemi bir iç savaş ortamında yaşandı. Bülent Ecevit teröre Niksar, Şiran ve Erzincan seçim gezilerinde yakalandı. Güvenlik güçleri MHP binalarından yapılan saldırılara müdahale etmedi. 1 Mayıs katliamının acıları küllenmeden başka tertiplerle karşılaşıldı. Yeşilköy Hava Alanı'nda, Sirkeci Garı'nda patlayan bombalar daha zor günlerin, daha büyük acıların habercisi gibiydi. İstanbul korku dolu anlar yaşarken İzmir Çiğli Havaalanı'nda muhalefet lideri Ecevit'e suikast girişiminde bulunuldu.


Dönemim başbakanı Süleyman Demirel, CHP'nin 3 Haziran 1977 günü Taksim'de yapacağı açık hava toplantısında Ecevit'e silahlı bir saldırı yapılacağını duyurdu. Demirel'in mektubu kamuoyuna Ecevit tarafından açıklanınca, Türkiye'nin nasıl bir kargaşa içine sürüklendiği anlaşılmaya başladı.



5 Haziran 1977'de yapılan seçimlerde hiç bir parti çoğunluk kazanamadı. CHP 213, AP 189 milletvekili, CHP 28, AP 21 senatör çıkardı. Seçimden önce 40 milletvekili olan MSP 24 milletvekilinde kaldı. Ancak MC döneminde hükümet olanaklarından ustaca yararlanan ve TBMM'deki üç üyesine karşı Hükümette iki bakanlık verilen MHP 16 milletvekili kazandı. Demirel'in 2. MC Hükümeti 1 Ağustos 1977'de güvenoyu aldı. Hükümette MSP'ne sekiz, MHP'ne beş bakanlık verildi. Ekonomi yine tam bir iflas yaşıyordu. Terör nedeniyle ölenlerin günlük hesabı yapılmaya başlandı. 1978 Eylül ayından başlayarak aylık ölüm sayısı 100'ün üstüne çıkmaya başladı. Kahramanmaraş soykırımı 2. MC'nin sonu oldu. MHP'nin içinde bulunduğu bir ortaklık daha ülkücülerin yoğun çabaları ve dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in meşhur "Bana milliyetçiler kan döküyor dedirtemezsiniz" sözüne rağmen yaşananlar pek de öyle değildi.


1977'de Milli Selamet Partisi'nden umudunu kestiğini açıklayan Necip Fazıl Kısakürek'in desteğini kazandı. MHP'nin resmi günlük gazetesi Hergün gazetesiydi. Daha akademik olan Ortadoğu gazetesinde milliyetçi ve mukaddesatçı profesörler yazıyordu. Bayrak, Millet ve Milli Ülkü gazeteleri ile Adalet Partisi'nin yayın organları da partiye destek veriyordu. Töre dergisi partinin görüşlerini bilimsel tabanda araştırıyordu.


1980 darbesine giden son beş yıllık süreçte Adalet Partisi MHP'yi hiç yanından ayırmadı, bu süreçte Adalet Partisinin sonu oldu. MHP'nin tabanı ve komandolarının 1975 - 1980 arasında gayretleri sonucunda ülke tam bir kaos, kan ve boşluk içinde kaldı. MHP ilk seçimden itibaren şunu görmüştü, kan ve kargaşa kendisine oy kazandırıyordu ve varlığının devamı için gerekliydi. 9 ışıktan hiç bir ışık huzmesi bulunduğu ortama değmedi.


27 Aralık 1992 'e kadar milliyetçi kesim MÇP çatısı altındaki toplanmasına veda edecek ve 24 Ocak 1993 günü MHP tekrar siyaset sahnesine çıkacaktı. Tabii bu dönem de milliyetçi kesimin önde gelenleri sağ partiler de yer almaya devam ettiler. Özal'ın ANAP'ı 4 eğilimi bünyesinde barındırmayı çok istiyordu. Bu dört eğilimden Milliyetçi kesimde bayağı etkiliydi, hatta Özal tarafından da her kabinede bir kaç ülkücü bakan mutlaka bulunuyordu. Mustafa Taşar, Halil Şıvgın, Yaşar Okuyan daha bir çok isim ANAP içinde nefer gibi çalışıyorlardı. Aslında ANAP'ta tam bir MC hükümeti gibiydi 4 sağ eğilim aynı potanın içindeydi, ama kurt içten içe ANAP'ı da bitirdi. Sahneye çıkan Doğruyol Partisinin içinde de MHP kökenli bugün hala aktif siyaset hayatının içinde olan isimler vardı. Demirel eski alışkanlıklarla DYP tabanına MHP'lileri de yazdı. Kendisinden sonra gelen Tansu Çillerin iktidar hırsı sebebiyle, MHP kökenliler yine o çok sevdikleri silahlı, kanlı çözümü ortaya getirdi. Meşhur Yeşil, Özel Harekat, Gözlüklü, Asit Kuyuları, Ağar, dönem suikastları yine sergilendi. Seçimlerde % 8.2 ile barajı aşamayan parti siyaseti belirleyemeye devam etti. ANAP'ı siyaset arşivine yollayan MHP'liler DYP'sini de tarih arşivine yollamışlardı. Bir ortaklık daha bitmişti. Türkeş'in ölümünden sonra sahneye çıkan Bahçeli hemen ilk seçimde ikinci parti olarak (ki Bahçelinin başarılı olduğu ilk ve son seçimdi bundan sonraki 17 sandık sınavından havlu atarak ayrıldı.)


18 Nisan 1999'da genel ve yerel seçimlerin bir arada yapılması kararlaştırıldı. Ülke o güne kadar Bülent Ecevit'in azınlık hükümetiyle yönetiliyordu.


16 Şubat 1999'da Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanması Bülent Ecevit'in seçim zaferi kazanmasının işaretiydi. Tabii ki Devlet Bahçeli'nin MHP'si de.


Yapılan yerel ve genel seçimlerden birinci çıkan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in başkanlığında kurulan hükümetin diğer ortakları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dı.


Devlet Bahçeli, Bursa'da bir dağ şenliğine katılmış, hiç gündemde yokken, 3 Kasım 2002 günü seçimlerin olması gerektiğini söylemiştir. Artık o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Hükümetin hızla parçalanması, hiziplerin çıkması ve yeni partilerin oluşumların konuşması hızlandı.

Kemal Derviş'e teslim edilen ekonomideki yapılanmalar sonuçlarını vermeden hükümet erken seçim kararı almıştı.

Ve Devlet bey MHP'lilik geleneğini sürdürmüş ortaklığı yıkmış, başka bir oyunun içine girmişti. 3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerde iktidarda bulunan MHP %8,35, ANAP %5,12 ve DSP %1,22 oy alarak tamamen TBMM'nin dışında kaldılar. Devlet bey buna rağmen çıkıp meşhur hesaplamalarından birini yaparak seçimin galibi olduğunu da söyleyebilmiştir.



Lafı uzatmadan bugüne gelmeden önce MHP AKP iktidarının çözüm süreci ve Kürt politikaları ki AKP bu coğrafyanın en büyük Kürt seçmene sahip olan partisidir, bu siyaset MHP'ni siyaset sahnesinin dışına doğru itecekken, Devlet bey güzel bir manevrayla sürpriz destekleriyle iktidarın gizli koalisyon ortağı olmuş ve 2002 den itibaren AKP'nin farklı yapılarla kurmuş olduğu koalisyonlara benzer bir koalisyon ortaklığına girmiştir. Erdoğan'ın Anayasa değişikliklerinden önce ki dönemde ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile ortak bir çatı adayı çıkarmasına rağmen bu çatı adayına tabanı ve partisiyle hiç sahip çıkmamış, sanki CHP adayıymış gibi bir algı oluşturarak , bunda AKP medyası çok yardımcı olmuştur, Ekmeleddin İhsanoğlu MHP milletvekili olmasına rağmen, MHP tabanı seçimlerde Erdoğan'a oy vermiş olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçiminde mağlup CHP olmuş gibi göstermenin başarısı iyi bir oyunla mümkün olmuştur. Erdoğan'ın yönetim modelini değiştirmek için yaptırdığı anayasa değişikliklerinden sonra yaptırmış olduğu kamuoyu yoklamalarında +1 oyu alabilmesi için bir ittifaka ihtiyacı vardır. 15 Temmuz süreci, Kürt realitesiyle yaşanan sorunlar sonucu, eski sağ mc ittifakı yeniden masaya gelmiştir. O tarihten itibaren patlayan bombalar, operasyonlar, harekatlar, söylem yalnız kan ve milliyet üzerinden olmaya başlamıştır. Yalnız AKP yöneticileri şunu iyi okumalılardır, MHP ortaklıklarında kaybeden hep ortakları olmaktadır. Geriye dönüp baktığımızda bu hep böyledir. Kan üzerinden yapılan siyaset eninde sonunda hüsranla bitmektedir, belki geçici bir süre ki o kazançların peşinden hep erken seçim gelmiştir, ve kurulmuş yapılar birer enkaza dönmüştür. Bugün alternatif sağ adayların tamamına yakını milliyetçi kanattan isimlerdir ve bu sağ için pek de iyi bir kazanım değildir.


Türk muhafazakar seçmen kitlesi, liberal kitle ile milliyetçi kitle zîmmi ortaklıklar yapsa bile aralarında ten uyuşmazlığı vardır. Adalet Partisi, ANAP, DYP ve AKP aynı zamanda bulundukları dönemin en büyük Kürt partileri olmalarından dolayı özellikle muhafazakar Kürtlerin ilk tercihleriydi, bu partiler MHP ile beraber her seferinde erimişlerdir.

Gökbörü 100 yılda bir gelir, destan yaratır. Bozkurt koca çınarı kemirir çökertir. Çakal kanla beslenir.

Ben bu Cumhur ittifakının MHP için bir dönemlik nefes olduğunu ama AKP içinse çöküşün başlangıcı olduğunu tarih okumalarından görüyorum. MHP yine oyun kuruyor, çünkü her taraf kan oldu.


72 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Коментарі


bottom of page