Yayınlanma Tarihi: 8 Ağustos 2018
24 Haziran Erken genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden AKP ile MHP nin oluşturmuş olduğu Neo-liberal Muhafazakar- Milliyetçi Cumhur İttifakı galip geldi, tabi görünüşte. Bunun yanında tam bir aşure görünümü veren Neo-liberal demokrat-milliyetçi, muhafazakar ve Sosyal Demokrat partilerden oluşmuş CHP, İP, SP ve DP nin oluşturmuş olduğu Millet İttifakıda görüntü de 2. ci oldu. HDP tek başına ve karşısına bütün ittifakları alarak 3. olarak çıktı. Bu seçimde sağdan da okursak, soldan da okursak veya merkezden de bakarsak tek galip vardır o da HDP. Radikal sağ milliyetçi-ırkçı temellere dayalı MHP ve Demokrat Parti kökünden beslenen günün kontektürüne göre milliyetçi, liberal ve muhafazakr söylemleri kullanan İYİ Parti seçimlerde baraj sorununu İttifak sepetlerine girerek çözdüler. Özellikle İyi Partililer zaten Ülkücü örgütlenme temelinde olmayan demokrat yönetim sistemi beklentisine girdikleri MHP den ihraç edilerek, siyaset yapmalarının önüne bir çok zorluklar çıkarılmış, yine MHP iktidat partisine koltuk değnekliğinin ödülü olarak İyi Partiyi seçimlere sokmamak için YSK üzerinden bir çok zorluk çıkarmışlardır. CHP yönetimi ve tabanının demokrat tutumu sayesind
e seçimlere girebilen İYİ parti yönetimi ve Meral Akşener yine de arkalarına aldıkları rüzğarı sandığa yansıtamamıştır. Ülkücü tabana yıllarca düşman olarak gösterilen CHP sayesinde seçim arenasına çıkabilmesine rağmen, oyverenleri tarafından bu olay tam bir sığ sağ zihniyet aymazlığı içinde yorumlanmış "ki ünvanlarında profesörlük gibi büyük ünvanlar bulunan parti yetkili yöneticileri bile CHP yi suçlamışlarıdır." Sağın herzaman yaşadığı hezeyanlar bunlardır. İktidar partisinin ve öncesinde muhafazakar kesimin on yıllardır yalan ve tahrip edilmiş dezenformasyonlarla Ülkücü ve diğer sağ kesimlerde aşırı bir CHP düşmanlığı vardır. Bu düşmanlıkla sanki CHP ve HDP biraradaymış gibi algı yaratılarak ve terör örgütüyle özdeşleştirilerek yapılan algı sayesinde bu duruma gelmiştir. Fakat Akşener bu seçimden galip olarak değil, ve CHP ninde belli bir oyunu alarak 'ki CHP den İyi partiye giden oy miktarı ' CHP nin oy kaybının en büyük kısmını ihtiva eder. İyi partinin MHP nin yanında aynı siyasi akım içinde olmasına rağmen en büyük avantajı şu olmuştur, öyle ve böyle Cumhurbaşkanlığı için bir aday çıkarmıştır. 60 yıllık MHP kendi içinden bir aday çıkarmadığı gibi, 2002 den beri koruma görevini üstlendiği Erdoğanı açık açık, doğal lideriymişcesine desteklemiştir. Bugünkü konjektürde anahtar parti görünümü olsa bile alternatifsiz değildir, İktidar partisi için MHP nin yerine tercih edebileceği bir İyi Parti seçeneği vardır. O yüzden de Bahçeli İyi partinin dağılma sürecine gitmesini istememekte ve Akşenerin yönetimde kalmasını temenni etmektedir. Böyle bir kopma, dağılmada MHP işlevsiz ortak konumuna düşecektir. MHP aldığı oy oranı ki hiç bir seçim çalışması yapmadan aldığı böyle bir oy herkesi şaşırtmıştır. Lakin yeni sisteme adapte olamayan AKP ye oy veren kesimin büyük bir kısmının eğitim ve algı durumları ortadadır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde RTE ye oy veren onun resminin altına mühür basanlar , İttifak olayında ittifak sınırları içerisinde nereye besarlarsa AKP ye yazılacağını sanarak oy basmışlardır,- bu oran bayağı büyük orandır-, bu da MHP ye yaramıştır. Yoksa MHP nin siyasi söyleminden, demokrat duruşundan kaynaklanan bir oran değildir. MHP 60 yıllık birikimini 2002 yılından itibaren tüm benliğiyle AKP ye teslim etmiş siyasi bir yapıdır. İktidarın koltuk değneği ve yol arkadaşıdır. Bugün bu konumda olmasının en büyük
sebebi -bu seçimler ışığında- HDP 'nin barajı aşmış olmasıdır. Eğer HDP'yi Kürt milliyetçisi bir parti sayan zihniyetin aklından gidersek durum şudur; Kürt milliyetçileri, Türk milliyetçilerini sandığa
gömmüştür. Bahçelinin 2002 yılında Koalisyonu dağıtırken oynamış olduğu oyunun aynısı 2018 Haziran seçimleri öncesinde oynanmıştır. Artık iktidar nimetlerinin kıyısından köşesinden de olsa faydalanmak isteyen Ülkücü müteahhit ve işadamları AKP-MHP ortaklığını zorlamış ve Çözüm sürecinde geçici olarak kurulan fakart 2002 den beri devam eden zımmi Kürt ortaklığına karşı MHP ülkücü ortaklığı dayatmasını karşılıklı olarak kabul etmek zorunda kalmışlardır. Bunun göstergesi olarakta AKP güvenlilçi ve militarist kan dan beslenen ve sürekli askeri hareket ve güvenlik güçleri hamasetiyle götürülen bir politikaya oturmuştur. Bunlara rağmen yine de Sünni-muhafazakar Kürtler arasında AKP tercihi pek değişmemiştir. Ve MHP bu yeni dönemde % 10 barajına takılmak yerine iktidar nimetlerinden faydalanıp, kullanılabilir bir parti olmayı tercih etmiştir.
(Yazının devamı 09.08.2018'de)
Comments