Semboller de kullanıldı sanki roma imparatorluğunun yeni varisiydi… “Yeni Sezar” 3 savaş başlattı tahıl savaşı, liret savaşı ve ırk savaşı…
Tahıl savaşında büyük toprak sahipleri beslendi. Liret savaşında bankerler diğeri içinde silah sanayii… Yeni bir İtalyan Rönesans'ı vaat etti, sırada din vardı Katolikliği devletin resmî dini ilan etti. Vatikan’ı övdü, “lateren anlaşması” bu imajın değeri için önemliydi. Zira yakın bir zamanda yeni kutsal romanın kutsal lideri olacaktı ve kilise buna ses çıkarmayacaktı. 1924 de demokrasi devrilirken medya ona övgüler diziyor sinemalarda güya yaptığı yatırımlar gösteriliyordu. “Sinematografi en güçlü silahtır” güya dedim, çünkü daha önce yapılmış şeyleri yeni yapılmış gibi gösteriyordu, hiç bir kesim onun politikalarında faydalanamadığını anladığında o diktatörlüğünü çoktan ilan etmişti.
“Popüler kültür bakanlığı” kurdu. “Biz faşistler için devlet soyut bir kavram DEĞİL yaşayan bir gerçekliktir ve kutsaldır” devleti kutsallaştırmak kendisini de kutsallaştırmak anlamını taşıyordu ve bu gizlenmiş gerçek niyeti kendisi için kullandı..
Grev yasak, sendikal faaliyet yasak, akla gelen her türlü sosyal faaliyet yasaktı. Ancak hafta sonraları FAŞİST hükümetçe kurulan eğlence yerlerine ücretsiz tren bileti dağıtılıyordu, bu eğlence yerlerinde parti propagandasında ihmal edilmiyordu. Sahillerde, dağlarda, toplu kamplar, izcilik faaliyetleri düzenledi. Küçük yaştaki çocukların katılımı zorunlu tutuldu; amaç kendisini/ ideolojisini her daim iktidarda tutacak militanlar yetiştirmekti. Bu yöntemi daha sonra Hitlerde kullanmıştır; çocuklar ailelerinin değil devletin malıydı, aslında her vatandaş devletin malıydı. Dolayısıyla Mussolini’nin sistematik olarak yeniye dair sadece kendi ideolojik fikri hariç her şey yok ediliyordu.
“Kalabalıklar kadın gibidir ihlal edilmek için yaratılmıştır.” 1930'lu yılların başında sermayenin isteği ile mesai saatleri yeniden düzenledi, fazla mesai ücreti kaldırıldı. Üç vardiyada kesintisiz üretime gidildi. Zamlar işverenin insiyatifine bırakılmıştı. Yahudilere cephe almadan önce Yahudilerde onu takdir ediyor, partisine maddi destek sağlıyorlardı…
”Zaman toprağı açar ama kılıç onu savurur.. hem saman Demir’i hem de bıçak kavlanmış çelikten yapılmalıdır tıpkı yüreğimizdeki ateş gibi.” Churchill onu yere göğe sığdıramıyordu; “İtalyan olsaydım onun yolundan giderdim.” 5 çocuğu vardı, çok çocukluğu destekliyordu; “büyük İtalya'ya asker lazım” işin sloganıydı. Biyografisi “dük” ü yazdı. Avrupa’da en çok satan kitap oldu...
"Faşizm" terimi, İtalyanca "fascismo" kelimesinden türetilmiştir. İtalyanca'da "fascio" kelimesi, Roma İmparatorluğu'ndan gelen bir sembol olan "fasces"i ifade eder. Fasces, bir demir çubuk etrafında sarılmış bir demir sopanın üzerine bağlanmış olan bir demet odun çubuktan oluşan bir semboldür.
Benito Mussolini'nin liderliğindeki İtalyan Ulusal Faşist Partisi'nin 1919 yılında kurulmasıyla faşizm terimi yaygınlaşmıştır. Faşizm, Mussolini liderliğindeki İtalyan faşizmini tanımlamak için kullanılmıştır ve daha sonra benzer ideolojileri ifade etmek için genişletilmiştir. Faşizm terimi, otoriter ve aşırı milliyetçi ideolojileri tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir terim haline gelmiştir.
Faşizm, Mussolini'nin İtalya'sında ortaya çıkmış olsa da, bu ideoloji ve terim daha sonra diğer ülkelerde de benimsenmiş ve kullanılmıştır. Adolf Hitler'in liderliğindeki Nazi Partisi Almanya'da benzer bir ideolojiyi benimsemiş ve faşizmle ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle, faşizm terimi genellikle hem İtalyan faşizmini hem de Nazi Almanya'sını kapsayan otoriter, totaliter ve aşırı milliyetçi ideolojileri ifade etmek için kullanılmaktadır. Faşizm, otoriter bir siyasi ideolojidir ve genellikle baskıcı yönetimlerin temelini oluşturur.
Faşizmin kullandığı siyasi önlemler ve kurumlar, felsefi açıdan genel hak ve özgürlükler açısından büyük endişelere yol açar:
1-Bireysel Özgürlüklerin Kısıtlanması: Faşist rejimler, bireysel özgürlükleri sınırlayan ve kısıtlayan bir dizi politika ve önlem uygular. Temel hak ve özgürlükler, sansür, keyfi tutuklamalar, işkence, zorla kaybolmalar ve özgürlüklerin keyfi şekilde engellenmesi gibi uygulamalarla sınırlanır. Faşizm, bireyin özgür iradesini bastırmaya ve toplum üzerindeki kontrole odaklanır.
2-Totaliter Kontrol: Faşist rejimler, toplum üzerinde tam bir kontrol ve denetim sağlamak için siyasi, sosyal ve kültürel kurumları manipüle eder. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve toplumsal tartışma gibi demokratik değerler, faşist rejimler tarafından sınırlanır veya ortadan kaldırılır. Faşizm, bireylerin düşüncelerini ifade etme ve farklı fikirlere açık olma özgürlüklerini baskılar.
3-Irkçılık ve Ayrımcılık: Faşizm, ırkçı ve ayrımcı fikirleri benimseyebilir. Bu tür rejimler, belirli bir ırk, etnik grup veya dini inanç üzerinde üstünlük iddiasında bulunabilir ve diğerlerini aşağılar. Bu, insanların eşitlik ve adalet ilkeleri temelinde yaşama hakkının ihlal edilmesine yol açar.
4-Devlet Gücünün Mutlaklaşması: Faşist rejimlerde devlet gücü ve otorite mutlaklaşır. Faşist liderler, bireylerin hak ve özgürlüklerini sınırlamak için devletin gücünü kullanır ve baskıcı bir ortam yaratır. Bu, bireylerin siyasal katılımını ve demokratik süreçlere katılım yeteneklerini ortadan kaldırır.
5-Toplumun Militarizasyonu: Faşist rejimler genellikle militarist bir yapıya sahiptir ve toplumu militarize ederler. Savaş propagandası, askeri disiplin ve güçlü bir ordu, toplumun diğer alanlarını baskı altına alır ve sivil hakları kısıtlar. Bu militarist yapı, barışçıl çözümlerin ve diyalogun yerine şiddeti ve savaşı teşvik eder.
Bu tür siyasi enstrümanlar ve uygulamalar, insanın temel hak ve özgürlüklerini ihlal eder. Faşizm, bireysel özgürlükleri, demokratik süreçleri, çeşitliliği ve insanın özgür iradesini kısıtlayarak toplumsal adaletin ve insan onurunun temel değerlerine zarar verir. insanların eşitlik, özgürlük, adalet ve insan hakları gibi evrensel değerlere dayanan bir toplum inşa etmek önemlidir.
Faşizm ise bu değerlerle çelişen bir ideolojidir ve genel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıyla insanlık için tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Comments